Bank of America (BoFA) Global Research, Türkiye’nin ekonomik durumu ve geleceği hakkında yeni bir analiz raporu yayımladı. Raporda, sıkı para politikasının ve yeni ekonomik programın, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için daha olumlu bir hava yarattığı belirtilirken, Türkiye için iki önemli kaygıya dikkat çekildi.
Ekonomik Yavaşlama ve Para Politikası
Raporda, Türkiye’de özel sektörün ekonomide bir yavaşlama hissettiği ve mevcut para politikasının yeterince sıkı olduğuna inandığı vurgulandı. Bu sıkı para politikasının, ekonomik yavaşlamaya rağmen, mali önlemler etkili olduğu takdirde bütçe açığının %5’in altına çekilebileceği belirtildi.
Döviz ve Kur Baskısı
BoFA, dövize yönelik yurt içi spekülatif akışların tersine döndüğünü ancak hem yurt içi hem de yurt dışı akışların toplam 49 milyar dolarlık net pozisyona rağmen kur üzerindeki baskının devam ettiğini ifade etti. Bu durum, Türkiye ekonomisi üzerinde süregelen bir belirsizlik kaynağı olarak değerlendirildi.
TL Pozisyonları ve Enflasyon Endişesi
Raporda, TL’de kalabalık pozisyonlaşma ve enflasyonun en büyük endişe kaynağı olduğuna dikkat çekildi. BoFA, verilerdeki iyileşmeye rağmen, bu iki faktörün ekonomik istikrar açısından önemli riskler taşıdığını belirtti.
Merkez Bankası Rezervleri
BoFA’nın değerlendirmesine göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) net rezervleri, seçim sonrası dönemde 51 milyar dolar arttı. Bu artış, ekonomiye duyulan güveni artırsa da, kur ve enflasyon konusundaki endişeleri tam olarak gidermedi.
Genel Değerlendirme
BoFA, Türkiye’nin sıkı para politikası ve yeni ekonomik programının yatırımcılar için daha olumlu bir hava yarattığını kabul etmekle birlikte, TL pozisyonları ve enflasyon konusundaki endişelerin sürdüğünü vurguladı. Ekonomik verilerdeki iyileşmenin devam etmesi durumunda, bu olumlu havanın daha da güçlenebileceği ifade edildi.
Bu analiz, Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve gelecekte karşılaşabileceği olası riskleri anlamak açısından önemli bir kaynak teşkil ediyor. BoFA’nın dikkat çektiği bu iki kaygı, Türkiye’nin ekonomik politikalarının gelecekteki seyrini belirlemede kritik rol oynayabilir.